Meta’nın son haftalarda yapay zekâ konusunda enteresan bazı hamleleri var. Bunu nasıl yorumlayacağız? Herkesin farklı bir görüşü olacaktır. Ama bunun normal olmadığı çok net. Bence bazı konularda geç kaldığını düşünüyor ve elini güçlendirmeye çalışıyor. Aslında Llama ile açık kaynaklı büyük dil modeli alanında oldukça sık kullanılan ve ismi zikredilen Meta, sanki kapalı kaynak ve AGI konusunda da ismini daha çok öne çıkartacak gibi görünüyor.
Yapay Genel zekâ (AGI), farklı tür ve çapta zekâ gerektiren görevlerde insan gibi davranabilme yeteneğiyle donatılmış bir yapay zekâ türüdür. Bu, AGI'ın sadece belirli görevlerde değil, geniş bir yelpazede işlevsellik sergileyebileceği anlamına gelir. Geliştirilme sürecinde olan bu teknoloji, yapay zekânın kutsal kâsesi olarak kabul ediliyor. AGI'ın gerçekleşmesi, makinelerin öğrenme, karar verme ve yaratıcı düşünme yeteneklerini insan düzeyine çıkarabilir.
Meta’nın Yönetim Şekli
Her ne kadar Meta halka açık bir şirket ve güçlü bir yönetim kuruluna sahip olsa da Mark Zuckerberg hâlâ şirketteki tek karar mercii durumunda. Ayrıca yönetimsel anlamda paranoya olarak kabul edilebilecek bir tarzı var. Mesela Instagram ve kurucularına odaklanan ve Türkçeye de çevrilmiş olan “No Filter - Filtresiz” isimli kitapta bu konudan şöyle bahsedilmiş:
“Facebook çalışanlarına iletilen küçük kırmızı turuncu kitabın son sayfalarından birinde lacivert bir zemin üzerinde Zuckerberg’in paranoyak liderliğini açıklayan açık mavi harflerle yazılmış birkaç cümle var: Facebook’u öldüren şeyi biz yaratamazsak, başkası yaratacak.”
Meta’nın rekabetçi olması konusunda oldukça takıntılı liderliği bana Elon Musk’ı hatırlatıyor. Zaman zaman bunun açık bir güç zehirlenmesi olduğunu düşünmüyor değilim.
Scale AI Satın Alması
Geçtiğimiz hafta 28 yaşındaki kurucusu ile Scale AI’ın %49’una 14 milyar dolar vererek bu adımlardan ilkini attı. Veri etiketlemesi konusunda çalışan firma, birçok yapay zekâ şirketinin altyapı sağlayıcısı durumundaydı. Di’li geçmiş zaman kullanıyorum çünkü bu satın alma sonrasında, önemli müşterileri gizlilik konusunda yaşadıkları çekinceler yüzünden sözleşmelerini iptal etmeye başladılar. Mesela Google, bu şirketle arasındaki 200 milyon dolarlık anlaşmayı iptal ettiğini duyurdu. Ayrıca, daha da önemlisi, genç kurucusu Alexandr Wang, Meta’nın süper zekâ biriminin başına geçti.
Tek Hedef Scale Değil
Bundan sonraki kısımlar aslında biraz sektör dedikodusu kıvamında. Ama ateş olmayan yerden duman çıkmaz misali, bu haberleri de önemsiyorum. Scale sonrası hedefi, OpenAI’dan istifa ederek kendi girişimini kuran Ilya Sutskever’in şirketi Safe Super Intelligence olmuş. Önce 32 milyar dolara satın almak istemişler, reddedilince CEO’su Daniel Gross’u transfer etmeye çalışmışlar. Daniel Gross konusu şu anda kapanmış değil. Onunla birlikte, GitHub’un eski CEO’su Nat Friedman hâlâ Zuckerberg’in listesinde olan isimler.
Yetiştirmek Yerine Hazırını Alalım
Son bomba ise OpenAI CEO’su Sam Altman’dan geldi. Altman katıldığı bir YouTube yayınında, Meta’nın mühendislerine 100 milyon dolarlık teklifler ilettiğini duyurdu. Üst düzeydeki hiçbir ekip arkadaşının bunu kabul etmediğini söylese bile, bu rakam birçok kişinin kafasını karıştırabilecek büyüklükte. İmza bonusları ve yıllık maaşlarla bu tekliflerin kaç kişiye gittiği belli değil. Kendi yayınımızda da bunun çeşitli canlandırmasını ve kritiğini yaptık.
İzahı olmayan şeylerin mizahı olur. İzlemek isterseniz, buyurun.
Peki, Bundan Sonrası?
Meta, daha doğrusu Zuckerberg’in ayağını gazdan çekeceğini sanmıyorum. Bu satın almalar ve transferler, bir rüya takım kurulana kadar devam edecektir. Llama harici, kapalı kaynak bir model ve AGI konusunda yapacağı geliştirmelerle bu paranın daha çoğunu yatırım olarak alacağını düşündüğüne eminim ama ispatlayamam.
Bu arada biz de büyük ödülü 50 milyon TL olan yapay zekâ yarışmaları düzenliyoruz. Lütfen üstteki rakamlarla bizim ödülleri bir kıyaslayın. Yapay zekâya harcanan paralar yanında bunlar gerçekten çok çok ufak kalıyor. Zuckerberg duysa, sanırım bu paraya mühendis bile transfer edilemez diye hayıflanırdı.
Meta’nın Arabistan futbol kulüplerini andıran bu transfer politikası hakkında siz neler düşünüyorsunuz?
Yorumlara bekliyorum.
Gelecek yazıda görüşmek üzere.